RSS

Starbucks'ta Ayın Konuğu: Tuna'cik :)





Bugün "işbaşı yapmama az kaldı, seni bırakamam sendromu"ndaydım kuzum. Kafamı dağıtmak için dışarı çıktık seninle.Oyuncak aldım sana, çıngıraklı bileklik..Renklerini inceledin, çok sevdin sanırım. Acıkırsın diye yanıma sağdığım sütlerden almıştım. ve sen de acıktın:) Starbucks'a girdim hem kendime kahve aldım hem de sıcak su ile yanımdaki sütü ısıttım..Ben seni doyururken yanıma bir görevli geldi.Ben de yanıma geldiklerinde biri rahatsız oldu heralde diye geçirdim içimden. (Çok acıktığın için süt ısınırken ağladın biraz) "Bebeğinizle burda olmanız çok hoşumuza gitti, sizi ayın konuğu yapabilir miyiz?" Sorusuyla şok oldum, tabi ki dedim, fotoğraflarımızı çektiler, sorular sordular. Gelen giden seni sevdi. Ayın konuğu Panosu'nda bir ay boyunca yer alacakmışız. Baban da bu olayı duyunca çok sevindi. 3-4 gün sonra panomuza bakacağız. Panomuzun fotoğraflarını da buraya ekleyeceğim tabi ki...




Hoşgeldin minik yolcu..

Mart ayına geliverdik ve sen tam 76 günlük oldun. Ama ben senin blogunu şubat ayından beri bir türlü düzenleyemedim ve yenisini yapmaya karar verdim. Bu serüvene doğum gününü ekleyerek başlamak istedim..İyi ki doğdun Minik Aşkımmm...

8 Ocak 2008....Seni düşlediğim yılların ardından bugün sana kavuştum canım oğlum...Sesini duyduğum an hıçkırıklara boğuldum, kokunu içime çektiğim an ise sana aşık oldum. Bu öyle büyük bir aşk ki, yanıma getilrmeni beklediğim saniyeler geçmek bilmedi...Ama sen yanıma hemen gelemedin, sabırla yine seni hayal ederek bekledim...Ve o an..Geldin minik kuzum, yanımdaydın artık...Rüyalarıma giren ilk emzirme anımız müthişti..Bıraksalar yıllarca o anı yaşamak isterdim. Ama hemşiremiz senin biraz yorgun doğduğunu dinlenmen gerektiğini söyleyerek seni aldı. Sonradan öğrendim ki solunum yetersizliği yaşamaşsın ve yoğun bakıma alınmışsın.

O gece baban ve ben hastane odamızdaki boş beşiğine bakarak çok zor bir gece geçirdik, en çok hayalini kurduğum ilk gecemiz, koridordaki diğer bebeklerin seslerini dinleyerek ve senin nasıl olduğunu bilmemenin verdiği üzüntüyle ağlayarak geçti.

Ertesi sabah doktorun, iyileşmeye başladığını ancak bu kezde kusma sorunun olduğunu söyledi. İlk gün şoku ile azalan sütüm nedeniyle sana malesef mama veriliyordu. Bünyen mamaya tepki vermiş. Elimden geleni yaparak sağdığım sütler her saat artıyordu ve 2. gün az da olsa anne sütü almaya başladın.Böylece kusma sorunun da azaldı.

10 Ocak perşembe günü ben taburcu oldum, ancak sen sarılık olduğun için hastanede kaldın. Gözyaşlarıyla çıktığım hastanenin duvarlaına boş boş bakarak ayrıldım ama güçlü olmalıydım, senin için...

O gün kendimi toparladım ve her 3 saatte bir sütümü sağarak baban ve ben seni ziyaret ettik. Yoğun bakımdaki emzirme odası çok küçük olduğu için baban seni çok az görebiliyordu. Onun gözlerindeki hüzün gözümün önünden gitmiyor. Hastaneye her gidişimizde hem seni emziriyordum hem de süt bırakıyordum.Daha çok anne sütü alman ve seni her geçen gün daha iyi görmem keyfimi yerine getiriyordu.

12 Ocak 2008...Beklenen gün..Sarılığın tam olarak iyileşmese de genel durumun eve gidecek kadar iyi olduğu için bugün taburcu oldun oğlum..Evimize gidiyoruz ve biz çok mutluyuz..Senin yüzündeki huzurlu ifade de senin de mutlu olduğunu gösterdi bize...

1.Ay:
• Sarılığın nedeni ile çoğunlukla uyudun bu ay.
• Elimizi sıkıca tutabiliyorsun.
• Reflex hareketlerin aktif.( Kol, bacak ve el hareketleri, aniden irkilir (Moro Refleksi), Anne sütü alsan da almasan da göğüse yaslanmaktan hoşlanma, uykuda gülümseme gibi.
• Tepki vermeksizin yüzlere ve objelere bakıyorsun.