RSS

2. Tatilin:Fethiye/Ölüdeniz

Malesef her güzel şey gibi tatilimiz de bitti oğluşum. Her anını doya doya güle güle yaşadığımız 6 gün geride kaldı..Tadı damağımızda hüznü içimizde...
Evet hüzünle döndük, çünkü bu tatilimizde o kadar çok aile ile kaynaştık ki, dönerken arkamızdan el sallayan bir çok dost bıraktık. İlk kez bir tatil köyünden ayrılırken gözlerim doldu. Hem otelimizi ve çalışanlarını çok sevdik hem de arkadaşlarımıza çok bağlandık.
Nerden başlasam nasıl anlatsam....Fethiye..Fethiye... :)
Gerçekten senin için de bizim için de süperdi herşey. Gün gün ilerlemekte fayda var, zira anlatacak çok şey olunca dağıtabilirim her an:)

15 Temmuz Çarşamba:
Sabah 7.30 da babanın "koğuş kalk düdüğü" ile uyanadım. Off gitmeyelim uyuyalım şımarıklığının ardından hemen toparlanmaya başladım. Bir yandan seni uyandırmamak için yavaş ve sakin adımlar atıp bir yandan da hızlı olmaya çalışmak çok zordu. Ama evden çıkarken bir baktık ki herşey hazır sen yoksun. Seni unutup çıkacaktık neredeyse. Şaka şaka:))

Deden bizi Sabiha Gökçen Havaalanı'na bıraktı. Ben çok gergindim, daha önce iş için sadece 2 kez uçağa binmiştim ama bu kadar gergin değildim uçuş öncesi. Sürekli seninle ilgili endişelerimi içeren senaryolar yazdım uçuş boyunca...Kalkışta da inişte de hiçbirşey içmedin. Kulakların ağrıdığı için de ağladın. İndik ama gerginlik sana da bulaşmıştı sanki. Otele geldik, düzenin alt üst olduğundan mıdır benim gerginliğimden etkilendiğin için midir bilinmez, çok mız mızdın. Neyse ki kısa sürdü. Hemen oteli keşfetmek için harekete geçtin :)Odamızda biraz dinlendikten sonra doğru denize gittik. 1 haftadır rüzgarlıymış Fethiye, bunaltmadı havası bizi ama denizde dalga vardı. Sen de korktun doğal olarak. Biz de hemen havuza geçtik. Tek kelime ile mest oldun. Kova setinle ve havuz kenarında tanıştığın Tilly ile daha da keyiflendin. Tilly 2 yaşında ve Londra'da yaşıyor. Annesi babası dayısı anneannesi ve dedesi ile birlikte tatil yapıyorlardı. Onlarla her gün havuz başı sohbetlerimiz oldu. Siz de çok iyi anlaştınız. Hem çok güzel hem çok akıllı hem de çok uyumlu bir kız. Sık sık seni öpmesi, sarılması ve oyuncaklarını seninle paylaşması, her paylaşımın ardından ejjjj you (thank you) demesi ile kendine hayran bıraktı herkesi:))
Bu tatlı havuz keyfinden sonra odamıza gidip akşam yemeği için hazırlandık. Yanımdaki hazır mamalara hiç ihtiyaç duymadık, çünkü otelin tüm yemekleri müthişti, nasıl lezzetliydi anlatamam. Her gün çıkan çeşit çeşit çorbalar, balık çeşitleri, ızgaralar vs. senin yemeğini düşünme derdinden beni kurtardı. Sen de çok sevdin yemekleri itirazın olmadı yerken tek itirazın mama sandalyesine/ sandalyeye oturmaktı. İlk gece yemeğini hazırlayıp Kids Club'ta yedirdim, o gün birşey yemediğin için peşinden dolaşarak yedirmek zorunda kaldım. Sonraki günler izlediğim turistlerden ders alarak bu uygulamaya son verdim. (Detaylar sonraki yazımda..)
Akşam yemeğinden sonra otelin sahil tarafındaki kapısından çıkarak yürüyüş parkurunda turlanalım dedik. Bir baktık ki bu kapının sağında Ölüdeniz'in çarşısı var. Hediyelik eşya satan dükkanlar, barlar cafeler, restoranlar ne ararsan var. Tatil köylerine gidip otele tıkılmayı hiç sevmeyen baban ve benim için müthiş bir sürprizdi bu. Her gece seni pusetine koyup yürüyüş yaptık, seninle ilgili acil ihtiyaçlarımızı alabildiğimiz süpermarket de vardı bu çarşıda. Kısacası çok rahat ettik. İlk gece yürüyüşümüz sırasında pusetinde sızdın.Biz de geceyi erken bitirip odamıza döndük. Sabaha kadar mışıl mışıl uyudun.

16 Temmuz Perşembe:
Sabah çok erken uyandın 6.30'da. Öyle acıkmıştın ki biberonu tutuşunu fotoğraflamak istedik.
Erken uyandığın için kahvaltıdan sonra havuzda oynayıp şezlongda uyudun. Geçen yıl odaya götürmüştüm uyuman için, çok hassastın sese karşı. bu yıl animatörlerin mikrafonla yaptıkları anonsları, çılgın havuz oyunlarında efektleri, yüksek sesteki müzikleri hiç umursamadan horul horul uyudun. Horultuna ait videoyu da yarın ekleyeceğim. :) Kanıtım var yani:)Uyku halini atınca etrafı kolaçan edip sosyalleşmeye başladın. Turist teyzelerin yanına gidip gel deyip kaldırdın onları:) Burada da merhabalaşıyorsun. (El sıkıştınız teyzoşla:))
Hergün 7'ye kadar havuz başındaydık. 7 buçuktaki yemeği her akşam biz açtık. Restorana ilk giren biz oluyorduk hep. Sen yeri göğü ammaaa diye inlettiğin için :) Yemekten sonra paraşüt izlemek için sahil bölümüne geçtik. Tüm gün onları izlemek çok keyifliydi. Sen de paraşütleri görünce Paaa diye gökyüzünü gösteriyordun.

17 Temmuz Cuma:

Kahvaltı sonrası şekerleme tatil alışkanlığın oldu sanırım. Şezlondaki halin çok tatlıydı. Yine paaa ları gördün ve babanla böyle izlediniz.


ARKASI YARIN:)