RSS

Anne Çişim Geldiiiiii!

"Geçici bir süre hizmet dışıyız" dedim ama sen beklemediğim bir anda bir atak yaptın ve bu durum postu hak etti:))

Hiç aklımda yokken, yaz tatilimizi beklerken sen tuvalet eğitimine kendi isteğin ile başladın. Aslında tuvalet eğitimi demem bile haksızlık:)) Çünkü sen çişin gelince söylüyorsun, ben de seni tuvalete götürüyorum. İkimiz de inanılmaz rahat ve mutluyuz:) İnanamıyorum!

Olay şöyle gelişti:

Sabah Bartu'lar ile Palladium'a gittik. Sana C&A'dan bol bol çok güzel boxer ve külotlar aldım. Tamirci Bob'lu külodunu çok sevdin. Eve erken geldik. Saat 15:00'tü. Bezin çok doluydu, altını değiştirmek istedim ama her bez değişiminde ben zaten seni kolzete oturtuyordum. Yine bez değişiminden önce oturduk, çişimizi yaptık. İşte olay o andan sonra başladı:))

Sen: "Bez istemiyorum, çıplak kalıcammm"
Ben: "Çiş gelirse her yer ıslanır ve ben çok yorgun olduğum için temizleyemem, yatağın da ıslanırsa gece uyuyamazsın. Eğer külodunu giydirirsem ve sen çişin gelince bana haber verirsen, bezini artık atabiliriz"
Sen: " Tamam atalım, bebekler taksın bezi" dedin ve bezden kurtulduk:))


Bu durum çok hoşuna gitti. Sık sık "Anne çişim geldi" dedin. Koşarak WC'ye gittik. Oyun haline getirerek beni kandırdığını düşündüm ama sen beni yanılttın. Her seferinde çişini yaptın.

Salondaki halıyı ne olur olmaz kaldırdım. Salonun ortasına oturağımızı da koydum. Ne olur olmaz diye. Acil durumlarda yakınlarda bir oturak da olmalı di mi?? :))

Hadi bakalım, umarım devamı gelir. Bildiğim kadarı ile geri dönmememiz gerekiyor.
Sana, bana ve özellikle babaannene başarılar diliyorum!

Geçici Bir Süre Hizmet Dışıyız!

Alerjik nezlem, portfolyo sunumum derken ne fotoğraf makineme ne de bloguna dokunamadım.
Bu arada gezmelerimiz devam etti ve teknolojik boyut için enerji bulamayınca blogumuz böyle boynu bükük kaldı.

Malesef!

Ve...Uzun zamandır yaşlılık ve hastalık nedeni ile tedavi gören büyük dedemiz(Babanın dedesi) 16 Mayıs sabahı aramızdan ayrıldı.

Deden çok üzgün..Baban da...

Ben de benzer haberleri almaya dayanıklı olmadığımı gördüm o sabah.
Babamın ölümünü ve kendi halimi çağrıştırdı dedenin üzgün hali...
Dedenden sonra en çok ben ağladım sanırım...

Allah rahmet eylesin Pamuk Dedecik...

Anneler Günü

Her yıl daha bir tatlanıyor bu his!
İyi ki anne olmuşum!
Ne harika bir duygu bu Allahım...
Yaşamayanlara da yaşat!
Yavrusuna kavuşanlara da sağlık, huzur ve mutluluk ver!

Tüm annelerin, anne olmak isteyenlerin, anne olmaya az kaldı diyenlerin ANNELER GÜNÜ'nü kutluyorum :)

Bu Nehir Çoşku ile Akmalı Hayata....

Dün akşam arkadaşımın ağlayan sesi ile tanıştım ben Nehir ile...
Güzel arkadaşım Hande'nin her zaman neşe ile duymaya alıştığım sesi, uykulu mu, hasta mı anlam veremediğim bir tonda titriyordu...

Çok korktum, Bulut'a mı birşey oldu, eşi mi kötü? Annesine babasına mı bir şey oldu?...Derken geçmedi saniyeler "Seni az sonra arayacağım." dediğinde...

Bekledim ve Hande beni arayıp, "Takip ettiğim bloglardan birinde hasta bir çocuk vardı. Gelişmeleri okudum, çok üzgünüm" dediğinde önce "Ölmüş mü?" dedim. "Hayır" dedi Hande. Sonra verdiğim ilk tepkiye hala çok kızıyorum ben...

"Ay ben de Bulut'a bir şey oldu sandım!"

Ne boş bir cümle aslında....

Bugün NEHİR'i ve ailesini okuyup, tanıyınca anladım.
Her çocuk Tuna, her anne benim aslında...

Nehir 3 yaşında minik bir kız çocuğu...Benim gibi hevesle beklemiş annesi Nehir'i.
Karnındaki pıt pıtlarla heyecanlanıp yüzünü hayal etmiş 9 ay boyunca...Tıpkı benim gibi...

Tıpkı bizim gibi yüreği çoşmuş onu ilk kokladığında...
Tıpkı bizim gibi hiç kondurmamış kötülükleri güzel kızına...

Ama bir gün kötü bir haber almışlar...
En kötü hastalık, hiç bir kötülüğü konduramadıkları güzel kızlarını ellerine almış...
Nehir çok güçlü bir kızmış, yenmiş kötülükleri...
Ama o kötülükler bırakmak istememiş Nehir'i...
Gülen gözlere yaş, geri dönmüş haince...

DUALARIMA SEN DE DAHİLSİN ARTIK GÜZEL NEHİR
TEKRAR KOVACAĞIZ O KÖTÜLÜKLERİ
MELEK HAYATINA KALDIĞIN YERDEN DEVAM EDECEKSİN
UNUTACAKSIN O NEŞTER YARALARINI
HER GÜN SENİ İZLEYECEĞİM
HER GÜN SENİ DİLEYECEĞİM
SANA SAĞLIK DİLEYECEĞİM KÜÇÜK MELEK...
VE TÜM MELEKLERİMİZE...

Not:Lütfen siz de konuyu, bloglarınızdan ve facebooktan çok sayıda kişiye ulaştırmaya gayret edin. En azından bunu yapalım!

Starbucks'a da Gideriz, Makas da Alırız..Büyüdük Biz!

Şekerpınar ve Sarımeşe'de Doğa Kokan Bir Haftasonu

Cuma günleri eve erken geliyorum, okulumuz yarım gün çünkü.
Hava da güneşli olursa içimi bir telaş kaplar cumaları, bir çok insan gibi...
Bu cuma da güneşli bir hafta sonu planı yaptım aklımca...Doğa ile içiçe olalım bol bol gezelim vs..

Cumartesi günü çoook geç uyandık seninle..10:30'da :)
Bir kalktık baban yok, Turan Amca ile ev bakmaya gideceklerini biliyordum ama bu kadar erken değil. Seninle aradık, biraz seslendik. Zaten minicik evimiz, kısa bir süre sonra jeton düştü :)

O gün geç kalktığın için uyumazsın, ne güzel gezeriz diye düşündük ama baban bir türlü ne yapacağımıza karar veremedi. Karar veremediği gibi benim önerilerime de dudak büktü.

Eeee sen dayanamadın artık, seçtiğin bir kaç kıyafetle yanıma gelip, "Hadi İnci, çok sıkıldım, giyinip parka gidelim."

Baban da ben de dayanamadık, giyindik, arabaya bindik nereye gittiğimizi bilmeden yola çıktık. İzmit merkezinin tam aksine İstanbul'a doğru kırdık rotayı:)

Noldu nereye gidiyoruz derken kendimizi Şekerpınar'daki "Serçeşme Sofrası"nda bulduk. Harika bir yer. Yeşilin ötesinde birşeyler var burda. Hayvanlar, lezzet ve doğa...
Sen bayıldın tabi ki. Yeşil olsun, hayvan olsun tamamdır senin için..Yemekleri de ortamı da, çalışanları da süperdi. Ardından biraz alışverii yapalım, biraz da seni yoralım amacı ile Viaport'ta gezdik. Geç kalmadan eve doğru yola çıktık. Yorulduğun için arabada şekerleme yaptın. Sonra Kipa'da duraklayıp eve öyle geçtik. Top havuzunda bulduğun arkadaşın Arda ile uyumun görülmeye değerdi:))

Pazar günleri Yağmurlar ile babaannede buluşmak gelenekselleşti artık. Mamannede'de kahvaltı, sonra evde uykuu, biraz atta ve eve dönüş olan rutini bugünlük bozduk.

Kahvaltıdan sonra biraz gezdik. Sarımeşe'de alerjik durumum nedeni ile çok rahatsız oluyorum Gitsek mi gitmesek mi diye düşünürken, seni ve babanı düşünüp kendimi feda ettim. Ama önce Sinem Teyze&Ali Amcanın tombiş kızı Nil'i görmeye gittik.
Nil manken bedenli bir anneden 3900 kg. olarak dünyaya geldi. Hem de yıllarca beklendikten sonra...Şimdi 2 aylık olmak üzere ve 5600 kg:)) Kısacası çok tatlı bir tombişi sevmeye gittik bugün. Sinem benden bile zayıf hali ile beni deli etti:)))

Neyse...:)

Kahvaltı, gezme, Sarımeşe ve ev düzeni ile yorulan minik bedenin, öğlen uykusu uyumamanın verdiğini yorgunlukla 20:30'a kadar dayandı.

Eeee...Erik topladın...

Hamak keyfi yaptın...

Toprak çapaladın, karınca kovaladın...

Veeee çok yoruldun:)

Erken uykun bize dinlenme şansı verse de gece evi neşeye boğan tatlı sesin olmadığı için sık sık odana girip seni izledik babanla...Ben de uzun zamandır ilk kez yatamadığım bir saatte, 22'de uyudum:))
Teşekkürler kuzum...

NOT:
Bunlar da üzerinden 24 saat geçmesine rağmen, alerji krizimin devam etmesine, yüzümün gözümün şişmesine, karnımı ağrıtırcasına hapşırmama neden olan harika(!) Sarımeşe çiçekleri...

Hangisi bu eziyete sebep oluyorsa bulup öpücem onu!!!!