RSS

Bir Umut...

Bir umutla gittiniz dün babanla doktor kontrolüne...İyi haberler bekledim ben de işyerimde...Ciğerlerinden ses gelmiyormuş. bu iyiye işaretmiş. Ama antibiyotik biterken bir ciğer ilmi daha çekilmeliymiş. Çektirdik, bugün de 2 filmin karşılaştırması yapıldı.

Maalesef gerileme yokmuş enfeksiyonda. Hatta biraz ilerlemiş. Bu da farklı hastalıkların olabileceğini düşündürmüş.Yeni tetkikler istendi, ilaçlı akciğer tomografisi(Kontrans Toraks) gibi. Ancak bunun 3 yaş için riskli ve ilerisi için de sakıncalı olduğunu öğrendik. Ancak doktorun da bu testi istedi...

Kısacası tatil öncesi yine karmakarışığız...

Bir sonraki postumun başlığı İYİLEŞTİK olmalı! Lütfen...

Enerji ve Sağlık Diliyorum...

Evet, blogu takip edenler enerji eksikliğimi hemen hissediyordur sanırım. Enerji ve neşem 0'a yakın gerçekten...

Tabi seninle ilgilenirken bunu yansıtmıyorum asla. Ama fotoğraf çekmek, bloga yazmak gibi benim için vazgeçilmezler bile şu sıra pek çekmiyor beni...

Şu sıra internete giriş nedenlerimi şöyle sıralayabilirim:

1. Geçmeyen öksürük ve aşırı terleme ile ilgili anne ve doktor yorumlarını okumak.
2. Aşırı iştahsızlık ve kusma ile ilgili makale ve doktor önerilerini okumak.
3.Web'de hizmet veren doktorlara durumun ile ilgili danışmak.
4. Kafamı dağıtmak için facebooka girmek.
5. Maillerime bakmak.

Kısacası senin sağlığın ile aklımı bozdum şı sıra...Özellikle hastalıktan sonra iyice bozulan yemek yeme davranışların ve yine buna bağlı olarak gelişen kilo kaybın ve yine buna bağlı olarak kısır döngü haline gelen bağışıklığın zayıflaması+yeni hastalıklar sarmalında kendi ruhumu korumaya çalışsamda çok sağlam duramıyorum...4 kaşık mercimek yedikten hemen sonra tümünü kusmuş olmana mı, iyice süzülmene mi, yeniden hasta olmandan korkmanamı takılıyorum bilmiyorum. Ama içimde şişen ve patlamak üzere olan birşeyler var...

İsyan değil bu, sadece ruh sağlığımı korumak için, içimdeki o negatif duyguları kusmak istedim...Belki de senin de yapmak istediğin bu! Kusmak ve bu hastalık sürecinde yaşadığın tüm negatif anılardan kurtulmak....

Kus ve rahatla kuzumm....Rahatlayacaksan kus!

Hayatımızdaki Sevimsiz İlklerden Biri: Pnömoni

İlkler güzeldir, heyecan verir. Güzel bir başlangıcı çağrıştırır İLK sözcüğü...Ama şu sıra değil...

Önce alerjik astım ile tanıştık. Bİr ilkti hayatında...

Sonra Allah beterinden saklasın, ne olacak tedavisi var ya dedim...

Tam iyileşiyorsun, ilaçlar cevap veriyor derken, akciğer grafinin yanlış yorumlandığını öğrendik. Meğer temiz denen grafi, enfeksiyonu işaret ediyormuş. Biraz zaman kaybettik. Bu sırada sen ateşlendin ve 2 kez de kustun. Doktorun bu işaretlerin de enfeksiyonun ilerlediğne işaret ettiğini belirtti. Biraz bakıma ve iyi beslenmeye ihtiyacın var. Bir de 14 gün sürecek antibiyotik tedavisine..

Bizim de sabıra....

Harika Ama Fotosuz Bir Hata Sonu!

Cuma akşamı Sevinç Teyzen bizi aradı, Tuna'yı göremedik, size uğramak istiyoruz diye. Akşam 7 gibi bize geldiler. Elinde kocaman bir kutu. Doğum günü hediyem :))

Beklemiyordum hem de hiç! Bu yıl senin hastalığından dolayı hiç odaklanamadım doğum günüme. Gerek de yok artık bu yaştan sonra di mi :))

Ama o pastayı nasıl soktular mutağa, nasıl organize ettiler, bir türlü anlayamadım. Normalde çakarım ama ı ıhh, bu kez tongaya bastım :))

Ama çok mutlu oldum o gece. Dostluğun en güzzelini yaşıyoruz. Her konuda her şartta, en büyük destekçim Sevinç Teyzen, siz de bir dargın bir barışın oynadınız o gece.

Sonra babaannenle, deden geldi, çok özlemişler seni, sen de onları...

Ama kalkış anı pek acıklı oldu. EliF babaanneni, sen onları bırakamadın. Bir ağlama, bir kıyamet ile kalktılar.

Ertesi gün ben toz avına başladım. Her yeri sadece su ile sildim, alerji yapabilecek halıları kaldırım, kilimleri çıkardık, perdeler yıkandı. Evde tozdan olabildiğince arındı.

Sen uyuyunca kendimi sokaklara attım. Aylardır hastalıkla eve kapandım. Okul dışında pek dışarı çıkmadım. Neyse yine sana yaradı. Bir sürü cici aldım geldim:))

O sırada Sevinç Teyzen aradı, "Adapazarı'na köfte yemeğe gidelim mi? " Tamammm dedik. Cünkü Adapazarı'na Sevinçler ile gitmek bize hep ayrı bir keyif vermiştir. Çok güzel bir geceydi. Hep planladığımız "Bir gece seninle çıkalım, kahve içelim" planımız sonnunda gerçekleşti :) Babalar kuzularla ilgilendirken biz de azcık dedikodu yaptık :))

Eve döndük sen güzel bir uyku çektin yine...Biz de dinlendik yanii ne yalan söyliyeyim :)

ALERJİK ASTIM


Cuma günü Cömert Amcan beni okuldan aldı ve uçurdu İzmit'e. Seni kreşten aldım, sen uykudan yeni uyanmış, gözleri mahmur modunda, gayet siniri başında idin.

Neyse geldik Kocaeli Üniversite Hastanesi'ne. Göğüs Hastalıkları uzmanı Haşim Hoca, eski bir velimizdi. Sağolsun seninle çok yakından ilgilendi. Göğsünü ve öksürüğünü dinledi.

En kolay teşhisin bir tedavi ile konduğunu söyledi. Bu bir astım spreyi ile oluyormuş. Eğer spreyi sıktıktan sonra 6 saat öksürüğün olmazsa, gece uyuyabilirsen alerjik astım kesinleşecekti.

Eğer öyle isen,bir diğer spreyi de 1 ay kesintisiz kullanacağını belirtti Haşim Bey.

Hemen ilk eczaneden aaldık spreyi ve uyguladık. Öksürüğün ara ara oldu. Bir de nebulzatör ile ilacın nebul ormunu uyguladık. Gece 7,5 saat kesintisiz uyudun ve bir kez bile öksürmedin.

Bir yandan sevindim, 4 gece toplam 2-3 saat kesintisiz uyuabilmiştin. Cuma gecesinden beri her gece deliksiz uyuyorsun. Ciğerlerin de dinlendi, endişe edilecek bir ses duyulmadı.

Ama ilaçların etkileri, yaşam kaliitenin düşüşü, her koştuğunda öksürdüğünü görmek, kolonyayı kokladığın anda öksürüp tıkanman... Bunlara tanık olunca içimin bir yanı buruluyor...

Sonra yine toparlıyorum kendimi...Neler var hayatta..Biz tedavisi mümkün bir hastalıkla yorulduk sadece..Hem de sadece 1-2 haFta kadar...

ŞÜKÜR!
Herşeye çok ŞÜKÜR!