RSS

İyi Haberlerim Vaaaaar :)

Blogu boşladığımı, sizi habersiz bıraktığımı düşünmeyin sakın. Sadece her "iyileştik" haberimden sonra Tuna'nın tekrar hastalanması ile yazmak konusunda isteksizleştim. Yani tamamen "batıl" şeyler yüzünden :)

Öncelikle 29 Ekim tarihinde yazdığım postta da belirttiğim gibi durum çok ciddi idi. Yani doktorumuz bize bunu aşıladı. Biz de tüm taşları yerlerine oturttuk:

2 ay geçmeyen öksürük(Şiddeti giderek artan)
Gece aşırı terleme
Karın ağrısı-kusma
Soluk ten rengi- göz altından mor halkalar
Soluk verirken çıkarken sesler
Veee...Doğumdan sonraki hırıltı solunum ve 3 günlük küvez geçmişi...


Eee doktorumuz gibi biz de tüm belirtileri birleştirince panikledik. Ama aylardır evden çıkmadığımız için de bir cesaretle gezdik 3 gün boyunca..(29 Ekim tatilinde)

Ara sıra da endişelendik. Bu tatil sırasında 14 gün boyunca kullandığımız antibiyotiğimiz bitti. Hemen ardından burun tıkanıklığın tekrar başladı. Bu da azalan öksürüğünü tekrar arttırdı. Döner dönmez yani 1 Kasım'da başka bir doktora götürdük kuzuyu. Son derece relax ve rahatlatıcı bir doktordu, diğer doktorumuza göre.

Ancak diğer doktorumuzun adını verince yorum yapmaya çekindi. Kendinin üstü olduğu için (Üniversite hastanesi doktorları arasında bir durum sanırım) Ancak yine de 2 ciğer graFisi arasında çok ciddi bir Fark olmadığını, grafide izler olsa bile iyileşmenin olabileceğini, genel halinin en önemli gösterge olduğunu belirtti.

Bir de geniz akıntını kesmemizin çok önemli olduğunu söyledi. Bunun için diğer doktorların alerji şurubu vermediğne de şaşırdı.

Hemen alerji şurubu verdi ve astım fıs fıslarına devam etmemizi önerdi. Akıntın bu şurup ile azaldı ve sonra da kesildi.

1 Kasımdan bu yana giderek iyileştiğini gözlemliyoruz. ama özellikle 6-7 Kasımı süper geçirdik. Hafta sonunu keyifle geçirdik. Tıpkı bu hafta sonu olduğu gibi.

Perormansın ile artan öksürüğünden çekinip hafif faaliyetler yapıyorduk, hatta bir ara hiç evden çıkmamıştık. Ama baktık sen gayet iyisin, bu hafta sonu Bartular ile görüştük. Pazar sabahı buluştuk ve öğlene kadar Kırkpınar'da bir mekanda kahvaltı yaptık.
Sen Bartu'dan ayrılmak istemeyince de Bartu, annesi ve babası bizi evlerine davet ettiler. Akşama kadar birlikteydik.

Ordan da benim canım yol-iş arkadaşım Tuğbişimin bebişini görmeye gittik. Sen uzun ve ukusuz bir günün sonunda yorgunluktan kucağımda sızdın Mert'i göremedin. Biz de uzun uzun oturmadan evimize döndük.


Kocaman bir ŞÜKÜR diyorum.
Ve...
Yine SAĞLIK diliyorum :)

1 YIL ÖNCEYDİ...

Fazla söze gerek yok...
Babasız 365 gün...
Hep zordu...
Nedense bugün daha zordu...
Belli etmiyorum artık ama hep zorlandım babacım...
Seni çok özledim!