RSS

2 Yaş Sendromu/Son İş Günüm! Anne Artık Yanında..



Oley! Dilosh bize kalmaya geliyor!

26-27 Haziran 2010:
Geçen hafta hevesimiz kursağımızda kalmıştı. Dilek, bu hafta sonu yapılan ÖSS görevi sonrası bize geleceğini haber verince hepimiz çok sevindik. Cumartesi öğleden sonra Dolphin'de buluştuk. 1 saat kadar babanla zaman geçirdin sen, biz de Diloş ile gezdik. Hem senden ayrı kalmak zor geliyor, hem de deşarj olmaya ihtiyacım var. Bu ikisi arasında aklım sende de olsa iyi geldi bu es.

Eve geldiğimizde sen uyuyordun. Saat 18.00'de hem de... Biz de uyumana izin verdik. Aldığımız güzellik malzemeleri "kız saati" yaptık. Tıpkı eski yıllarda olduğu gibi...

Enerjim neşem yerine geldi Dileğimle...İyi ki varsın dedim hep...İyi ki dostumsun... :)

Veee esas oğlan uyandı. Ama aç olduğun için keyifsizdin. Yemeğini hazırlayıp dooğru MarTen Tenis kulübüne gittik. Baban da evde maç izledi.

Kulüpte 4-5 yaşlarında 2 çocuk, ve biraz daha büyük 2 genç vardı. Bir korta girdiniz ve en uzağa top atma oyunu oynadınız. Biz de sizi izledik. Senin güvenli ve eğlenceli bir şekilde deşarj olman için çok uygun bir yer. Yaz gecelerinde sık sık uğrayacağız Marten'e. Çok geç döndük eve, sen öyle yorulmuştun ki eve geldikten kısa bir süre sonra uyuduk.

Dilek'in ertesi gün de yani pazar da görevi vardı. Biz seninle 4 saat öğlen uykusu uyuduk. Uyanınca Dilek'i de alıp ÖZdilek'te gezdik.

Biz de kalacağını düşünürken, kardeşi Levent'in İzmit'e geldiğini öğrendik. Ve Dilosh, kardeşi ile Darıca'ya döndü.

Eve geldiğimiz de sen de baban da "Dilek bu gece de kalsaydı" dediniz. Ben de her zamanki ayrılık sıkıntısı ile gözlerim dolu dolu, topladığım yatağını Dileğimin...

Neyse tatil dönüşü yine bizde, söz verdi :)

BU POST YİNE FOTOSUZ OLDU :(
Yazın çekeceğim fotolarla bu açığı kapatacağım:)

DİLOSH GİTME, BİZİMLE KAL!

17 Haziran 2010:
Diloshum, İzmit'e geldi geleli, istediğimiz sıklıkta görüşemedik. Bu hafta için konuşmuştuk. Bugün geldi çok şükür. Yatağını bile hazırlamıştık ama kalamayacağını söyleyince çok üzüldük. Biz de önce evde 5 çayı keyfi yaptık, sonra da NCity'e gittik. Çoook güzel bir gündü. Diloş ile her ayrıldığımızda gözlerim doluyor. Bir süre sonra tekrar görüşeceğimizi bilsem de....

Bir de seninle iletişimine hayranım. Aranızda inanılmaz bir elektrik var. Maşallah diyelim :)

Bu Arzum, Sadece Senin İçin...

Ev alma konusu açılınca hep şöyle dua ediyordum:
Tunişimin büyüyebileceği, yeşili bol, havuzlu temizz havalı bir ev olsun...

Evet ev aldık çok şükür. Çok da içimize sindi..Sadece alçak katlı, müstakil tarzı değil, havuzu var, spor tesisleri var.

Ben bu dileğimi sadece senin için diliyorum. Senin özgürce, sağlıkla büyümen için. Müstakil, bahçeli, havuzunda su kuşu gibi oynayabileceğin bir evimiz olsun. Belki 2. evimizde bu dileğim tutar.

Şimdilik şişme havuzumuz ve her akşam yaptığımız sahil turumuz ile bu dileği kısmen yaşatmaya çalışıyorum sana...Bir de kısa tatillerimiz ile deşarj olacağız :) Şimdilik elimden bu geliyor kuzucuğum. Üzgünüm...

Bir türlü uzatamadık gitti..Saçlar yine gitti...

15 Haziran 2010:
Saçlarını uzun haliyle çok seviyoruz. Ama sıcaklar bastırınca da, ter içinde uyanıp "Çok terledim, üfle anne" deyince de tamam artık kestirebiliriz diye karar alıyoruz.

İşte bu kararımızın sonucu:

10-20 Haziran: BABALAR GÜNÜ

Bu yıl babalar günü tahmin edildiği üzere benim için farklı bir anlam taşıyor. Çok hüzünlüydüm tüm hafta. Özel birşeyler yapasım yoktu, ne eşim ne de kayınpederim için. "Babam artık yok" bilinci ve o günün hüznü ile evde oturmayı ve öğleden sonra mezarlığa gitmeyi plandım. Ama sonra evden çıkmamaya karar verdim. Tunişimle ev keyfi yaptık. Birlikte uyuduk, ben biraz zırladım o uyurken...

Ama babamıza da haksızlık etmedik bir hafta önce kutladık. Seka Park Otel'de güzel bir kahvaltı ve sonrasında sahil keyfi ile güzel bir gün geçirdik. Yeşil ve mavi herkesi olduğu gibi seni de çok mutlu ediyor. Bayıldın ortama tam anlamı ile :)

1-10 Haziran

Beni tanıyanlar ya da aynı kurumda çalışan iş arkadaşlarım bilirler. Bizim okulda karne hazırlığı ve son hafta telaşı fecidir. Bir gün veya bir anınız boş geçmez. Karne hazırlıkları, mezuniyet telaşı, balolar, Ramfest derken karne gününe kadar tabanları şiş, sinirleri en tepesinde, ama yine de yüzünden gülümseme eksik olmayan bir öğretmen grubuyuz biz.

Ben de bu sürede eve geç ve çok yorgun geldim, işlerim de oldu tabi evde. Ama eve gelir gelmez, herşey bir kenara bırakılır benim cephemde. Sadece seninle ilgilenirim. Eeee sen de bu hafta hep geç uyuduğun için 11'den sonra iş yapan ve uykusuz kalan ben, sabahın köründe yollara dökülüp yorgun argın, uykusuz gözlerle kapadım bu sezonu...

Eee anladığınız üzre bu yoğunlukta foto-moto çekemedim. Hatta bir ara aradım ama bulamadım kendisini :)

Fotosuz bir post yerine, eski fotolardan birini seçip koyalım bari..

Soo sorry! :)

19 Mayıs-29 Mayıs Arası: ÇİŞ EĞİTİMİ


19 Mayıs'ta bir başladık, pir başladık çiş eğitimine. O günden sonra sadece 2 kez çiş kaçırdın. Biri koltukta Tamirci Bob'u izlerken, diğeri de oyun oynarken. Çiş olayı 21 mayısta tamamen düzene girdi.

Amaaaa, kakayı klozete yapmak istemediğin için kakanı tuttun ve şimdiye dek olmadığın kadar kötü kabız oldun. Günde 2 kez gayet rahat kaka yapan bir çocuk için 3 gün çok uzundu ve ilerleyen günlerde sıkıntılarımız arttı. Bez bağlamama kararımda geri adım attım ve sadece kaka yaparken çok istediğin bezini bağladım. Böylece bu sorunu da çözdük.

Tabii hatırı sayılır, Tamirci Bob sliplerimizi de eklemeden geçemeyiz, değil mi? İsteyenler varsa, C&A'de 3 tanesi 15 TL'yedir duyrulur.