RSS

Bahar ya da Yaz! Karar verin ve gelin artık!

Aaaaa çok sıkıldım ben bu havaların halinden!
Beni bu havalar mahvedecek gerçekten!

Sabah buzzzz gibi bir serviste akan bir burun, öğlen sauna gibi bir sınıfta soyunan bir ben, eve dönerken yine üşüyen bir ben....

Ağaçlar çiçek açtı ama kısa kolluları giyemiyoruz:(

Güneş var ama şiddetle esen rüzgar yüzünden iliklerimize kadar ısınamıyoruz:(

Karar verin de biriniz gelin bari artık yaaaa...

Ooooo piti piti..... :)

Ne uzun ve keyifli bir tatildi...Ama bitti!

Bu 3 günlük tatil ne uzun geldi bize...,
Çok keyifliydi.
Dolu dolu, sevgi ve huzur dolu...
Çok pozitif ve sorunsuz 3 gün...
Bize, hepimize çok iyi geldi.

Büyükada'da güneşin ve denizin tadı...

Maşukiye'de arkadaşlığın...
dostluğun...
doğanın, aşkın tadı...
damağımızda kaldı...

Bir de tatilin keyfi biraz iz, biraz yorgunluk bıraktı. Azıcık acılı da olsa bu iz, güzeldi...

Çocuk Bayramı&Bayram Çocuğu

Kukla Show


Tuna ile Kukla Show
Yükleyen incip. - DiÄ�er yaÅ�am ve moda videoları.

Bahar Geldi miiii???

Sabahın köründe buzzz gibi oluyor hava. Üzerimde kalın aba gibi bir kabanla servise binmek, buna rağmen serviste üşümek, öğlene doğru ısınan hava ile yavaş yavaş soyunmalar....

Sabahları "ne giysem?" diye düşünmekten gerilmi bi halde apar topar evden çıkmak...Öğlene doğru artan hapşırıklarıma gözümü açamaz hale gelmek....

SANIRIM BAHAR GELDİ:)

Ama hava biraz daha yumuşasa, sabahları da daha az üşüsek, ne giyeceğimize karar verir hale gelsek...Çok daha mutlu olacağım!

İşte hala ısınamayan bir günde (10 Nisan 2010) seni Sekapark'a götürmüştük. Bartu ile buştuk orda. Çok güzel oynadınız. Ama giden güneş, gelen rüzgar ile biz de bir sığınak aradık ve en yakın restorana daldık, karnımızı doyurduk :)

Bu arada rüzgar gülüne ulaşma çaban alkışa şayandı :))O dik yokuşu başarı ile çıktın ve hızla ama düşmeden aşağıya koştun. Tebrik ederim kuzum!
Bir ara fotoğraf çekmek için bereni çıkarmıştım. Esen rüzgarla üşüyen başını korumak için verdiğin pozu hemen yakaldım. Ardından da "Kafam üşüdü, şapkamı ver annecim" dedin:)
Bir de laleler vardı tabii. Her yerde renk renk...Ama artık solmaya başlamışlar. Ama onları da fotoğrafladık tabii...
Ertesi gün Adapazarı'nda aile gezisi yaptık. Hakan Dayılar'da da laleler vardı. Çok sevdin laleleri...

Ev Hanımı Olma Hakkımı Kullanmak İstiyorum!

2 Nisan'da başlayan ara tatilim malesef bu haftasonunun gelmesi ile bitmek üzere....

Bu 5 günü doya doya, dolu dolu geçirdiğimiz için çok mutluyum. iki arkadaş gibiydik... Dilinden düşmeyen "annecim" ile daha bir eridi içimin yağları. Annecim bana bugün pilav yapar mısın? ricalarınile daha bir renklendi mönülerim:))

Her hareketin her sözcüğün ile ne kadar büyüdüğünü ve ne kadar güzel bir çocuk olduğunu daha iyi anladım.

Canım oğlumm...Daha ne diyebilirim ki!

Tatilimizin ilk günü saçlarını kestirdik, geçmeyen nezlen ve terden bir türlü kurumayan saçlarınla bağlantı kurup karar verdik saç tıraşına. Bakalım bu boyla da ter-nezle ilişkisi gerçekleşecek mi?
Sana çeşitli yemekler yapabilmek için bol bol zamanım oldu. Omleti zaten seversin, ama bu omlete bayıldın. Tümünü sildin süpürdün ve inanamadım ama "bi daha istiyorum annecim, çok beğendim." dedin.
Omletimiz; yumurta, süt, un, kaşar peyniri, rende domates, (ilginç gelebilir ama) çok az muz rendesi, ekmek içi, tuz ve fesleğenden oluşuyor. Tavsiye ederim.

Sana daha önce aldığım, arada sırada çıkarıp bıktırmak istemediğim kuklanı bulup getirdiğin gün çok eğlendik. Videosunu daha sonra ekleyeceğim konuşmaların çok şekerdi. Ama her güzel şey gibi onun da tadı kaçtı ve kendini TV'ye bıraktın. Ama çok yakından izlediğin için ben televizyonu tapatana kadar tabiii...!
Neyse diğer maceralarımızı akşam yazarım, dışarı çıkmak için beni bekleyen bir yakışıklı var. Bekletmemeliyim! :)

Gezdik, geldik ve maceraya devam...
Bu tatilde en çok seni fotoğraflamaktan ve seninle sohbet etmekten zevk aldım. Herşeyin nedenini soruyorsun. "Çünkü o şoför oğlum, şoför olduğu için otobüsü kullanıyor." cümleme bile NEDEN Şoför PEKİ?, diye karşılık versen de sohbet güzeldi:)))
Uyku saatlerin fotoğraf çekmem için en ideal zamanlar oldu. Çünkü sende de müthiş bir fotoğraf merakı var. Makineyi elime almamla, "hadi, ne çekelim annecim" demen bir oluyor.

Bir de HAYIR! lara ara sıra verdiğin tepkileri de fotoladım. Nasıl mı? İşte şöyle! :
İşte böyle...5 gün su gibi geçti, gitti...Şimdi 23 Nisan tatilini bekliyoruz hevesle...

Yağmur Büyüyor


Bir aydır her pazar Yağmurlar İzmit'e geldi ama biz bir türlü iyileşemediğimiz için görüşemedik. Bu hafta da nezleydin ama artık son demleri diye gittik babaannene. Yağmurlar da oraya geldiler.

10 Nisan'da 2 ayını dolduracak Yağmur. 4,750 gram ve 58 cm olmuş bile bizim minik çıtır :)

Bu kez fotoğraf makinamın şarjını doldurmayı unutmadığım için bol bol fotoğraflarını çektim Yağmur'un..Çook tatlı bir kız olacak çook!
Sen de böyle hayran hayran izledin işte Yağmur'u :)))

Çeşmeni Bir Durdurmadık!

En son nezle oluşup iyileşmenin ardından çok kısa bir zaman geçmişti ki, sesin değişti ve çeşme yine akmaya başladı. Ama bu kez diğeri gibi rahat rahat akmadı burnun. Bu kez Peditus başlayalım dedik ama akıntı hemen öksürüğe döndü. Tek tük kuru kuru gelen öksürük kusmana neden olunca doktorumuzu aradık. Daha önce de kullandığımız ve kuru öksürüğüne çok iyi gelen başka bir şurup önerdi. 3 gündür kullandığımız şurupla şimdi daha iyisin.

Bu arada benim ara tatilim yani Nisan tatilim başladı cuma gün. Karnelerimizi verdik ve tatile çıktık.

Dün Pelinler geldi. Yağmur büyümüş, güzelleşmiş. Bol bol foto çektik. En kısa zamanda ekleyeceğim blogumuza.

5 gün başbaşayız, bir de hafta sonumuz var tabiii:)) Yaşasın TATİL!

Nisan Ayı Kötü Haberlerle Başladı

Sevinç Teyze'den cuma günü kötü bir haber aldık. Turan Amca'nın dayısı uzun zamandır kanserle savaşıyordu. Malesef perşembe akşamı vefat etti. Kenan Deden'den sonra ölüm olayları beni çok daha fazla etkilemeye başladı. Kalanlara sabır büyük dayıya da rahmet diliyorum...

Bir kötü haber de Tunçkan Amcalar'dan geldi. Cumartesi günü sesini duymak için Elif Teyze'yi aramıştım .Tunç kocaman oldu, artık ek gıdaya başladı. Ek gıda macerası nasıl gidiyor diye merak etmiştim. Ama telefonu Gönül Teyze açtı. Hera'ya araba çarptığını ve Pasteur'e gittiklerini söyledi. Biz de hemen oraya gittik. Akciğerinde sönme meydana geldiği için zor nefes alıyordu Heracık. Ama bizi görünce hemen ayaklandı ve herbirimizi kokladı. İnsan, hayvan bir farkı yok işte. O da bir bebek gibi savunmasız, korumasız...Bir an önce iyileş Heracık. Cücük bile "İyileş de üzerime atlamana izin vereceğim" dedi. Bu sözünü tutması için güçlü olman lazımmmm:)